<strong><span style="font-family:arial,sans-serif; font-size:9pt">Gezi eylemleri sırasında, Antakya'da, 2 Haziran 2013 tarihinde polisin attığı bir gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Abdullah Cömert için başlatılan adalet sürecinin yedinci duruşması, 15 Ocak'ta, 1300 kilometre uzaklıktaki Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.</span></strong>
İddianamesi 14 Nisan 2014'te kabul edilen, davası ise “güvenlik” sebepleriyle Hatay'dan Balıkesir'e alınan Abdullah Cömert Davası'nda “Adalet” beklentisi için sıradaki duruşmanın günü bekleniyor. 15 Ocak'ta, Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan Dava'nın 7. Duruşması için, Cömert Ailesi ve sevenleri, destekçileri ile bir çok takipçi STK Balıkesir'de hazır bulunacak. Yargıtay 5. Daire Ceza Mahkemesi tarafından, “güvenlik” sebepleriyle Hatay'dan Balıkesir'e gönderilen Dava'da yargılanan Polis Memuru A.K. için 1. duruşmadan itibaren devreye sokulan ve Cömert Ailesi'nin Avukatları tarafından sert bir şekilde eleştirilen SEGBİS'in (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) 15 Ocak'taki 7. duruşmada da uygulanması bekleniyor. Hatırlanacağı gibi, hakkında 25 yıla varan hapis cezası istenen Polis Memuru A.K., SEGBİS kullanılarak Balıkesir'deki Duruşma'ya Mersin Adliyesi'nden bağlanmış, Dava'ya katılımı da bu şekilde sağlanmıştı.- Kasım 2015'teki 6. Duruşma sonrası, Cömert Davası Avukatlarından Ömer Kavili bir açıklama yapmış, yaşananları eleştirmiş ve şunları söylemişti: “Bakın adliyeyi görüyorsunuz. Biz burada 10 avukatız, bir avuç izleyici var, fakat şu an bin civarında polis var. Ankara'daki muktedirler, devletiniz güven içindedir, ama adalet içinde değildir. Zaten sizin adalet diye bir derdiniz yok. Onun için adaletinizle bin yaşayın, ama unutmayın ki adalet kavramı görecelidir. Adalet, bir tek adliyenin adaleti değildir ama adalet er geç mutlaka tecelli eder. Bugünün muktedirlerine sırt dayayanlara sesleniyoruz, biz avukatlar size hukuktan ve adaletten söz edeceğiz. Halkın adalet ilkelerinden söz edeceğiz. Halkın adalet cephesinden hiç kimse uzak duramaz. Adalet ilkelerini çiğneyecek olurlarsa ayarını bozduğunuz kantar, gün gelir sizi de tartar. Türkiye'deki yargının genel problemi delili toplamadan, sanığı getirtmeden kağıt üstünde yargılama yapmaya kalkmaktır. Bunun adı, yumurtasız omlet pişirmeye çalışmaktır ama haberleri olsun, boşuna deniyorlar.” Abdullah Cömert, Gezi Parkı eylemlerinin yoğun yaşandığı dönemde, 3 Haziran 2014'te, Armutlu Mahallesi ile Elektrik Mahallesi'nin olduğu noktada yaşanan bir eylem sırasında, Yıldız Sokak içindeyken, Polis'in attığı bir gaz kapsülünün başına gelmesi sonucu ağır yaralandı, kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesi'nde ise hayatını kaybetti. İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 21 Ağustos 2013 tarihli Raporu'na göre, “ölümünün, gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi ile oluşan kafatası kırıkları ile birlikte, beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiği, kafaya gaz fişeği çarpması sonucu, yaralanmayla ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu” tespit edildi. Savcılık, saat 23:00-23:15 saatleri arasında bölgedeki akrep araçlarından hangisinden ateş edildiğini tespit etmek için kamera görüntülerini inceledi. Dosyadaki görüntülerden, Cömert'in vurulduğu fişeğin, 31 A 6297 plakalı beyaz renkli araçtan atıldığı, fişeği atanın da bu araçta görev yapan Hatay Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı çalışan Polis Memuru A.K. olduğu tespit edildi. 14 Nisan 2014'te kabul edilen iddianameye göre, Polis Memuru A.K., Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 81/1 ve 21/2. maddeleri uyarınca, “olası kasıtla insan öldürmekle” suçlandı, hakkında da 25 yıla varan hapis cezası istendi