-Zengin tarihi ve kültürel özelliklerinin yanı sıra Osmanlı, Fransız ve Arap mutfağının da özelliklerini barındıran Hatay'ın, 600 çeşit yemeğiyle, ''Dünya Gastronomi Şehri'' olmak için UNESCO'ya yaptığı adaylık başvurusunun kabul edildiği bildirildi -Antakya Belediye Başkanı Savaş: ''Amacımız, her damak tadına hitap eden lezzetlerimizi dünyaya tanıtmak''
Farklı dine inananların bir arada barış ve kardeşlik içerisinde yaşaması nedeniyle ''hoşgörü kenti'' olarak adlandırılan, zengin bir tarihi ve kültürel birikime sahip, Osmanlı, Fransız ve Arap mutfağının da özelliklerini yansıtan Hatay'ın, 600 çeşit yemeğiyle ''Dünya Gastronomi Şehri'' olmak için UNESCO'ya yaptığı adaylık başvurusunun kabul edildiği bildirildi. Nohut ve tahinin karışımıyla elde edilen ve üzerine zeytinyağı dökülerek servis edilen humus, kurutulmuş kırmızı biber, ceviz içi, soğan ve kimyonla hazırlanan muammara, nar ekşisi, patlıcan ve domatesle yapılan babagannuç gibi mezelerinin yanı sıra kağıt kebabı, tepsi kebabı, oruğu, analı kızlı aşı, ıspanak borani gibi yemekleri ve tescilli Antakya künefesi ile dikkati çeken Hatay, her damak tadına hitap eden bu lezzetleriyle ilgi görüyor. Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmasının zenginliğini, tarihi ve kültürünün yanı sıra yemek ve mezelerine de yansıtan kentin, bu ayrıcalığının iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Mozaik zenginliği açısından dünyanın üçüncü müzesi olan ''Arkeoloji Müzesi'', Anadolu'nun ilk camisi ''Habib-i Neccar'', ilk mağara kilisesi ''St. Pierre'' gibi tarihi güzellikleri görmek için yurt içi ve yurt dışından her yıl sayısız misafirin kente geldiğini ifade eden Savaş, Hatay'daki tarihi mekanları ziyaret edenlerin, kentin eşsiz çeşide sahip yemek ve mezelerine de hayran kaldığını kaydetti. Arap, Fransız ve Osmanlı mutfağının özelliklerini barındıran Hatay'ın yemek ve mezeleriyle başlı başına ayrı bir turizm zenginliğine sahip olduğuna işaret eden Savaş, ''Hatay yemeklerinin uluslararası alanda tanınırlığını artırmak amacıyla 'Dünya Gastronomi Şehri' olmak için UNESCO'ya başvurduk'' dedi. Ortadoğu ile Anadolu'nun birleşim noktasında olan Antakya'nın, geçmişte yaşamış medeniyetlerin mirası olarak 600'ün üzerinde yemek ve tatlı çeşidine sahip olduğunu ve bunları dünya ile paylaşmak istediklerini vurgulayan Savaş, şöyle devam etti: ''Kasım ayı içerisinde Güney Kore'nin başkenti Seul'de düzenlenen ve 16 ülke'den 29 üye şehrin belediye başkanlarıyla uzmanların katıldığı UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Konferansı'nda bizzat şehrimizi temsil etme imkanı bulduk. Hazırladığımız materyallerle yemek kültürümüzün konferansa katılanlar tarafından ilgiyle izlenmesini sağladık. UNESCO'nun 5 ayrı kategoride yürütmüş olduğu Yaratıcı Şehirler Ağı'nda, kentimizin de yer almasını istedik. Bu kapsamda, Hatay'ın yaşam standartlarını iyileştirmek ve şehrin değerlerini daha çekici hale getirmek için, şu ana kadar 'gastronomi' üyesi kabul edilen Çin'in Chengdu, İsviçre'nin Östersund ve Kolombiya'nın Popayan şehirlerinden sonra, Hatay'ın da 'gastronomi şehirler ağı'na girmesini hedefliyoruz. Amacımız, her damak tadına hitap eden lezzetlerimizi dünyaya tanıtmak. Bunun için UNESCO'ya başvuruda bulunduk. Binlerce yıllık tarihi geçmişiyle birlikte, tarihi geçmişi çok eski olan yemek kültürünün, şehrin kalkınması ve gelişmesi, uluslararası tanınırlığı arttırılması, Antakya mutfağının bir dünya mirası olarak, yaşayan bir kültüre dönüşmesini istiyoruz.'' -Adaylık başvurusu kabul edildi- Savaş, UNESCO toplantısında Antakya'nın ''Dünya Gastronomi Şehri' adaylığının kabul edildiğini ve önümüzdeki günlerde kentte denetimlerin yapılması için UNESCO'dan bir heyetin geleceğini kaydetti. Antakya yemeklerinin sadece lezzetli ve çeşitli olmasının yetmediğini, bunun yanında tarihi kültürel yapıların korunması, yemek sunulan mekanların hijyenik şartlara uygun olması, görsel güzelliklerin hazırlanması, kaliteli yemek ve aşçıların yetiştirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: ''Hatay Valiliği, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürülüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve belediyemiz olarak ortaklaşa başlattığımız proje kapsamında, hijyenik ve kalitesinden emin olduğumuz belli sınıflandırmanın üzerinde olan işletmelere kalite belgesi veriyoruz. Bugüne kadar 6 iş yerimize belge verdik ve bu sayının artırılması için çaba gösteriyoruz.'' Savaş, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ile başlatacakları proje kapsamında, kentte yemek işiyle uğraşan işletmelerde çalışanlara yönelik ''Avrupa Standartlarında Hijyen'' eğitimi hizmeti vereceklerini de belirtti.