<span style="background-color:rgb(255, 255, 255); color:rgb(30, 30, 30); font-family:roboto; font-size:16px">Hatay Valisi Sayın Ercan Topaca, ilimizde yayın yapan yerel bir radyonun canlı yayın konuğu oldu.</span>
Topaca, 23 Kasım 2015 Pazartesi günü saat 17.00'de başlayan ve yaklaşık 1 saat süren yayında, Türkmenlerin yaşadığı Bayırbucak Köyünde yaşanan gelişmeler, ilimizde devam eden çalışmalar, gerçekleşen hizmetler ve yapılan yatırımlar hakkında vatandaşlarımıza bilgi verdi.Vali Topaca bütün Hataylıları selamlayarak başladığı konuşmasında, “Vali olarak en temel görevim, ilimizi daha iyi yerlere taşımak ve güzelleştirmek, insanların sağlığını, huzurunu ve ticari ilişkilerini devam ettirmesini sağlamak, vatandaşlarımızın sokakta güven içinde dolaşmasını ve kamu kurumlarının uyumlu şekilde çalışmasını sağlamaktır.” dedi.Hatay’da Bayırbucak Türkmenleri konusunda gerek yardımların ulaştırılması, gerekse güvenlik ile ilgili bir sorunumuzun olmadığını ifade eden Topaca, “Bayırbucak Köyünde yaşanan son durumu şöyle özetleyebiliriz: “Uzlaşma konusunda olumlu gelişmeler olmakla birlikte bahse konu bölgede olayın sıcaklığı halen sürmektedir. Bölgede 20 bin Arap kökenli, 15 bin Türkmen olmak üzere toplamda 35 bin kişi ikamet etmektedir. Şu anda o bölgedeki çadır kentimizde yaklaşık 4500 kişiyi ağırlamaktayız. Bunlardan 2500’ü daha önce komşu ülkede yaşanan olumsuz olaylardan dolayı, 2000 kişi ise 19 Kasımdan itibaren sınırımızın sıfır noktasındaki kampa yerleştirilmiştir. Ayrıca Yayladağı ilçemizde de aynı bölgeden gelmiş 3500 civarında Türkmen var.Çatışmaların yoğunlaştığı Türkmendağı- Kızıldağ bölgesinden sınırımıza gelen Türkmenlerin sağlık, temizlik ve gıda ihtiyaçları giderilmekle birlikte yeterli sayıda stoğa da sahibiz.Biz devlet olarak güçlüyüz, bizlere sığınan komşularımıza kucak açtık ama gönül ister ki bu olumsuz olaylar hiç yaşanmamış olsun. Şu an için en büyük temennimiz, komşu ülkede yaşanan çatışma ortamının son bulup, ilimizde ve tüm ülkede misafir olarak bulunan sığınmacıların, hayatlarını kendi vatanlarında huzur ve güven içerisinde sürdürmeleridir.Türkmenlere ulaştırılacak yardımlar konusunda sivil toplum kuruluşları ve hayırsever vatandaşlarımız da her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduklarını ifade ettiler. Bu vesileyle görüyoruz ki milletimizin birbirine sahip çıkma konusundaki hassasiyetleri tüm milletlere örnek olacak seviyededir.Çadır kentlerde, kamplarda ve şehrin her noktasında aldığımız tedbirlerle ülkemizi ve ilimizi olumsuz yönde etkileyecek bir sorun söz konusu değildir. Şu an itibariyle ilimizde 15 bini kamplarda, 345 bini de şehir içinde olmak üzere toplamda yaklaşık 360 bin Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. İlimizdeki bütün Suriyelilerin parmak izi ve tanıtıcı kartları mevcuttur. Ayrıca kullandıkları araçların tamamı da Türk plakalı olarak trafik sistemimizde kayıtlıdır. Toplum huzuru için en büyük riski oluşturan kayıt dışı insan, araç ve ticaretin önüne geçmek için her türlü önlemimizi almaktayız. Bu konuda hiç kimseye tolerans tanımıyoruz ve din, dil, millet ayrımı yapmadan, kamu düzenini bozmaya yeltenen kişilerin ensesindeyiz.Bu konunun mali boyutunu da ele almak gerekirse, hizmet talebi nüfus artışıyla doğru orantılıdır. Nüfus, sadece merkez ilçelerde değil, ilimizin bütün ilçelerine dağılmış durumdadır. Bu nüfus artışının avantajlı ve dezavantajlı sonuçları olmuştur. Şöyle ki; artan nüfusla birlikte yeni iş alanları doğmuş, tüketimi karşılamak amacıyla artan üretim, azalan turizm gelirleriyle zayıflayan ekonominin beslenerek can bulmasını sağlamıştır.Tabi biz Türkiye Cumhuriyeti olarak, millet olarak bunun kazancında değiliz. Bizim devlet geleneğimizdeki, kültürümüzdeki bakışımız; ülkelerindeki iç savaştan kaçarak kendilerine huzurlu ve güvenilir yer arayan insanlara en yakın, kendilerine en çok sahip çıkacaklarını düşündükleri ülkemizde onlara kucak açmamız gerektiğidir.Nitekim bu durumu ülke olarak daha önce de yaşadık. 1989’da Bulgaristan’da yaşanan olaylardan dolayı yaklaşık 1 milyon kişilik, daha da eskilerde 1. Dünya Savaşı'nda Balkanlardaki çatışmalar dolayısıyla da yoğun bir şekilde Türkiye’ye doğru bir nüfus akışı olmuştur. Osmanlı da dâhil olmak üzere tarihin belli safhalarında, bahsettiğim bu nüfus akışının özellikle bizim ülkemize doğru olmasının sebebi, sahip olduğumuz barış, huzur, güven ortamı ve insanımızın sahip olduğu yardımlaşma, hoşgörü, kardeşlik duygularıdır. Bu konuda içimizin rahat olduğunu söylemek isterim. Bizler insanî bir sorumluluğu dünyaya örnek teşkil edecek şekilde yerine getiriyoruz.” şeklinde konuştu.Hatay’a yapılan yatırımlardan da bahseden Vali Topaca “ İlimizde devam eden irili ufaklı bine yakın proje var. Şu an 750 yataklı Antakya Devlet Hastanesi tamamlanma aşamasına gelmiştir. Önümüzdeki bir iki ay içerisinde inşallah bu hastanemizi açacağız. Var olan hastaneyle birlikte iki hastane faaliyet göstermeye devam edecektir. Yine aynı şekilde 150 yataklı Kırıkhan Hastanesi yapıldı. İskenderun’da 40 üniteli ağız ve diş sağlığı merkezi yapıyoruz. Eğitim alanında da yapacağımız yatırımlarla 2016-2017 yıllarında, derslik başına düşen öğrenci sayımızı 30’dan 24-25 seviyesine çekmek istiyoruz. Toplamda 51 okul inşaatımıza yatırım yaptık. Dolayısıyla çocuklarımızın günün önemli bir kısmını geçirdikleri okullarımızın fiziki kalitesini, hizmet alanlarını, sosyal kalitesini iyileştirmiş oluyoruz. Kentin ekonomisinin canlanması için yapılabilecekler konusunda da fikirlerinin aktaran Vali Topaca "Hatay çok yönlü bir şehir. Her alanda değerlendirilmesi gereken bir şehir. Özellikle turizm konusunda çok önemli bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Yine Amanos Tüneli Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni Antep, Kilis, Urfa, Maraş gibi illerimizi İskenderun Limanı’na bağlayacak bir projedir. Bu projenin hayata geçmesi ile bu bölgenin çehresi değişecektir.Programın sonunda ilimizde yaşanan elektrik kesintilerine değinen Sayın Topaca “Bu konuda herkesten anlayış bekliyoruz. Bu alan özelleştirilmiş bir alandır. Ben vali olarak, gerekli iyileştirmelerin yapılmasının takipçisi olacağım.” dedi.