<span style="background-color:rgb(255, 255, 255); color:rgb(68, 68, 68); font-size:15px"> </span>Bugün Çanakkale Zaferi’nin 100’ncü yıldönümü. Her zafer, milli ve kutsal anlamı olduğu sürece çok önemlidir.
Ama Çanakkale Zaferi’nin önemi hiçbir zaferle kıyaslanamayacak kadar yücedir, büyüktür, görkemlidir. I. Dünya Harbi sırasında Türk devleti 5 ayrı cephede çarpıştı. Kafkaslar, Irak, Filistin-Suriye, Çanakkale ve Almanlara yardım için Galiçya cephesi. Kafkaslarda Ermeni çeteleriyle destekli Rus kuvvetlerine karşı mücadele ettiler. Irak’ta o dönem Avrupa’da Almanya’ya karşı cephede çarpışmayan, dünyanın en güçlü ülkesi İngiltere ile mücadele etti. Filistin’de İngiliz Lawrence’nin kandırdığı Arap ayaklanmacılarının desteğindeki İngiliz-Fransız ve Ermeni birliklerine karşı ülkeyi savundu. Bu cephelerin tamamında Türk kuvvetleri kaybettiler, şehitler verdiler ve çekildiler. Cepheler içerisinde sadece Çanakkale’de güldük. Gülüş ama nasıl? Dünyanın “en muazzam” armadası denilen, İngiliz-Fransız donanmasına 18 Mart 2015 günü dar eden bir Nusrat mayın gemisi vardı. Yüzbaşı Hakkı, Boğaz’ın derin sularına döktüğü 26 mayınla bu armadanın adeta canına okudu. Ardından Boğaz’ın iki yakasında kükreyen kahraman Türk Topçusu, armadaya 15 Mart gününü zehir etti. Churchill’i, Milne’si, “Komutan” diye geçinen daha kim varsa dünyaya rezil oldu. Çanakkale’nin bir de kara muharebeleri var. Çanakkale’yi denizden geçemeyeceğini anlayan İngiliz-Fransız koalisyonu, bu kez de Gelibolu yarımadasını ele geçirmek için çıkarma yapmaya kalktı. Ama orada da Türk Mehmet’inin şahlanışına çarptı. Yamuldu, kırıldı, çözüldü ve tasını tarağını toplayıp çekildi. Bir kez daha dünyaya rezil oldu. Kara harekâtında Mehmetçik, Türk tarihinde yetişen en büyük taktik ve strateji dehasıyla tanıştı. Komutan Mustafa Kemal, “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!” derken, Mehmetçik’e ayrı bir manevi kuvvet aşıladı. Anafartalar, Conk Bayırı, Kocaçimen Tepe muharebelerinde Mehmetçik düşmanla değil, adeta daha önce yaşanmış ne kadar efsane varsa onlarla yarıştı. Ve kazandı! Bir de bugüne bakın. Süleyman Şah Türbesi’nden “Kaçış” nakliyatını zafer diye yutturan bir AKP zihniyetine. AKP döneminde başına çuval geçirtilen, askeri kışlasında bayrağının gönderden indirilmesine izin veren askerlere dönüştük. Çanakkale’nin 100’ncü yılını andığımız bu güzel günde, şehitlerimizden binlerce defa özür diliyorum. Çünkü, kahramanlıklarınızı bugünlerin böyle olacağını düşünmeden yapmıştınız. Çanakkale’yi geçilmez yaparak şehit olan, daha sonra Hak’kın rahmetine kavuşan tüm atalarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Mekânları Cennet olsun. Bu muhteşem insanların nesillerine de yüce Mevlam akıl sağlığı, sağduyu ve iman aşılasın!