Hatay Milletvekili Serkan Topal açığa alınan eğitim emekçileri ile ilgili Hatay CHP il başkanlığında Basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, CHP Genel Başkan yardımcısı ve PM üyesi Zeynep Altıok, PM üyesi Orhan Sarıbal, il başkanı Mehmet Güzelmansur, il yönetimi, Samandağ kadın kolları başkanı Sevcan Toprak ve partililer katıldı.
Eğitim emekçilerinin yanında yer aldıklarını belirten Topal yaptığı açıklamada “ Anayasaya göre kurulmuş sendikaların almış olduğu eylem kararlarına katılan kamu emekçilerini terör örgütleri ile ilişkilendiremezsiniz. Türkiye bu örgütleri tanıyan uluslararası sözleşmelere imza atmıştır. Vermiş olduğunuz bu yanlış karardan bir an önce dönün. Kanun hükmünde kararnameleri fırsata çeviren siyasi iktidar, yıllardır eğitimin dinselleştirilmesine ve ticarileştirilmesine direnen, laik-bilimsel eğitimi savunan, emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten özellikle Eğitim-Sen’in eğitim emekçilerden intikam alırcasına hareket etmektedir. Sudan sebeplerle eğitimcileri kutsal görevlerinden uzaklaştıranlar bilmelidir ki attıkları her adımda darbecilerin izinden gidenler, Pensilvanya’da el etek öpenler, eğitim emekçilerinin bu onurlu mücadelesini asla engelleyemeyecektir. Hükümetin, yandaş medya, yazar görünümlü kalemşörleri ve yandaş sendikanın işbirliği ile oluşturduğu algı operasyonu ve açıkça iftira niteliği taşıyan suçlama ve hedef göstermeler sonucunda gerçekleştirilen açığa almalar, açık bir “yargısız infaz”dır ve hiçbir yasal, hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bizler 15 Temmuz’un millet eliyle hep beraber nasıl engellendiğini tüm dünya’ya haykırırken, olası darbe girişinin başarılı olması durumunda yapılacak olanlar, bugün bizzat hükümet eliyle hayata geçirilmektedir. Evrensel hukuku, temel hak ve özgürlükleri yok sayarak, özellikle sendikal hakları zorlama yorumlarla suç kapsamına alarak gerçekleştirilen bu operasyonlar, ülke çapında açık bir dikta rejimine doğru gidildiğinin somut kanıtıdır. Başkanlık sistemini isteyenler, Kanun Hükmünde Kararnameler sayesinde Padişahlık sistemine geri dönüş arzusunda olmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açığa almaları hangi yasal soruşturma ve delillere dayandırdığını açıklaması gerekmektedir. Kendisini yargının yerine koyarak ve yaratacağı hukuksal sonuçları hiçe sayarak, doğrudan hüküm vererek hareket etmesi, göz göre göre suç işlediğini göstermektedir.Milli Eğitim Bakanlığı’nın sadece bu tutumunun kendisi bile, söz konusu açığa almaların hukuken hiçbir somut karşılığı olmadığını göstermektedir. Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığının da bildiği gibi, hukuken somut delillere, yargı kararlarına, mevzuata uygun yürütülen idari soruşturmalara dayanmaktan uzak bir şekilde verilen tüm kararlar yasalara aykırıdır. Bu nedenle söz konusu araştırılmadan yapılan açığa almaların hukuki değil siyasi olduğu açıktır ve bu bir cadı avıdır. Kendinden olmayan, muhalif olan herkese düşman olmak demektir. “Dindar ve kindar nesil” açıklamaları yapanlar, her ne kadar kendileri gibi düşünmeyenlere tahammül edemeseler bile, Atatürk Cumhuriyeti’nin gençliği yine öğretmenlerin ellerindedir. Devleti ve eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırmak isteyenler, karşılarında hiçbir örgütlü güç istemedikleri için tamamen siyasal bir operasyon gerçekleştirmektedirler. Hükümet kendisine muhalif herkesi “terör suçu” ile ilişkilendirerek kamuoyu desteğini arkasına almaya çalışmakta ve son 14 yılda iktidarda kendilerinin olduğunu unuturcasına hukuksuz davranmaktan kaçınmamaktadır. Açığa almaların hangi koşulda gerçekleştiği, söz gelimi PKK ya da FETÖ terör örgütü üyeliğinin nasıl belirlendiği ile ilgili hiçbir bilgi ve belge sunmayan bakanlık, hiç bir suçu olmayan kamu görevlilerini nasıl belirleyecektir, Sadece Hatay’da açığa alınan 1000’ e yakın eğitim emekçisinin durumu ne olacaktır? Etnik ve siyasal kimliklere göre yapılan fişlemeler, sendikal aidiyetler, ihbarlar, sendikal husumet üzerinden eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesinin hedef alındığı ortadadır. Attıkları her adımda, aldıkları her kararda siyasi tasarruflar üzerinden hareket edenler, şunu bilmeliler ki teamüllere göre yapılmayan ve adil davranılmayan her durumda zararlı çıkacak olan maalesef milletimizdir. Eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesini hedef alan, suçsuz yere zan altında bırakan, iktidarın baskıcı ve anti demokratik uygulamalarına zemin hazırlayan her türlü yasa dışı girişim ve saldırının karşısında hukuksal mücadele veren eğitim emekçilerinin yanında olduğum bilinmelidir. Saygılarımla. “ dedi. Ardından, Sarıbal ve Altıok birer konuşma yaparak, hükümetin bu haksız tutumundan bir an önce dönmesi gerektiğinin altını çizdiler.