Değerli Konuklar ,Basın Emekçileri Demokratik Kitle Örgütü Temsilcileri ,sanatçı dostları ,
Her şeyden önce bize gösterdikleri ilgi ve konukseverlikten dolayı Hatay Tabipler Odası Yönetim Kurulu üyelerine ,Hatay Tabipler Odası Başkanı Dr. İbrahim Cengizhan Haksöz ‘e, yine yardımlarını esirgemeyen sevgili Dr.Sevdar Yılmaz'a ,oda sorumlusu Ali Sedat Öztoprak'a ‘’Tabiatın Çığlığı'' fotoğraf sanatçıları olarak çok teşekkür ediyoruz.
Tabiatın Çığlığı adlı sergimizin açılışına hoşgeldiniz. Bugün burada çevre sorunlarına duyarlı 16 fotoğrafçının fotoğraflarını izleyeceksiniz. 20 Eylül 2019 Cuma günü aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 139 ülkede hükümetlerin iklim değişikliği konusunda harekete geçirmeye zorlamak için Küresel İklim Grevi Eylemleri düzenlendi . BM İklim Zirvesi’nin hemen öncesinde 20 Eylül ‘de başlayacak Küresel İklim Grevi haftasına denk getirdiğimiz ‘’Tabiatın Çığlığı ‘’fotoğraf sergimiz Hatay ilinden tüm dünyada sesleri yükselen çevreci dostlarımızın yanında olmak istedik .Hepinize katılımınızdan dolayı sevgi saygılarımı sunuyorum. Açılış konuşmasını yapan fotoğraf sanatçısı Servet Üstün Akbaba ,sözü Caretta Caretta Sanat Galerisi adına Fotoğraf sanatçısı Tülin Şahin Okay ‘a verdi . Ekosistemin dünyada ve ülkemizde insan eliyle bozulması, devletin ve siyasi iktidarların kâr daha çok kâr için doğayı yağmalayan özel şirketlere göz yumması sonucu yaşam alanlarımız daralıyor. Özellikle son çeyrek yüzyılda dünyada ve ülkemizde yöneticiler, ekolojik ve sosyal talana karşı timsah gözyaşları dökmekte ve sözde çözüm aramaktadır. Küresel tükeniş doğal bir süreç olarak gösterilmekte, bir kaç günah keçisi bulunup suçun büyük kısmı onların üzerine atılmaktadır. ‘Çevre suçu’ işleyen şirketler değil, onları teşhir eden çevreciler yargılanmaktadır. Bugün neoliberal politikaların hızlandırdığı yıkım; ‘her yıl yok olan binlerce canlı türüyle, atmosfere karışan 22 milyar ton karbon gazıyla, atmosferin ısınması sonucu dünya nüfusunun yüzde 30’unun karşı karşıya kaldığı yaşam tehlikesi ile, su rezervlerinin yüzde 67 azalmış olması ile, her yıl yok olan 10-15 milyon hektar orman alanı ile, her yıl çölleşen milyonlarca hektar toprak ile ifade edilmektedir. Duyarlı insanlar, sanatçılar, bilim insanları bu yıkıma karşı ses çıkarmalıdır. Burada sorun sadece sokağa, denize, sahile çöp atan insanlar değildir, o da önemli bir tahribat yaratmakla beraber onların verdiği zararın katlarcasını zehirli atıklarını, çöplerini denizlere, göllere, nehirlere döken, toprağa gömen fabrikalar, troller, yük gemileri, HES’ler, JES’ler, denetimsiz maden arama faaliyetleri ve nükleer santraller gerçekleştirmektedir. Bu tahribatta silah denemelerinin ve savaşların da rolü büyüktür. Talanı frenleme önemli olmakla beraber, daha radikal sistem değişikliğini, üretim, tüketim, bölüşüm biçimini yeniden düşünmek, sorgulamak gerekmektedir. 16 fotoğrafçı bu sergi ile sizleri bu konuda düşünmeye ve harekete geçmeye davet ediyoruz.” ’Sergimizi başta Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu çifti olmak üzere, son on yılda dünyanın birçok yerinde ekolojik talana, iklim krizine karşı mücadele ederken öldürülen binden fazla çevreciye ithaf ediyoruz. Hatay Tabipler Odası’nda açtığımız bu sergide Adil Okay, Ali Osman Abalı, Ali Ziya Çamur, Derya Narlı, Fevziye Yürek, Ful Uğurhan, Hakan Ottaş, Hatice Ataç, Abidin Yağmur, Köksal Şahin, Özcan Yaman, Özgecan Aşlamacı, Servet Üstün Akbaba, Tülin Şahin Okay, Yasemin Arslantaş, Yılmaz Kilim’in fotoğrafları yer alacaktır dedi. Ayrıca yazar ve Fotoğraf Sanatçısı Adil Okay, “Bakınız Amazonlar, Sibirya, Türkiye yanıyor, kapitalist yağma sadece bizim ülkemizde değil. Sorun ‘milli-yerli’ değil. Sermayenin dini, dili, ırkı, rengi ülkesi önemli değil. Türk, Yunan, Kanadalı, ABD'li, Fransız, Alman kapitalist fark etmez. Hepsi siyasi iktidarların desteğiyle yağmada, çapulda, alçaklıkta birleşiyor. Örneğin Kaz Dağları'nı Kanadalı bir şirket yağmalarken, Burkina Faso'da MSN GOLD adlı Türk şirketi siyanürle altın arayıp zehir saçıyor. Kromsanın zehirli varilleri Mersin'i tehdit ediyor. ‘Yerli milli’ talancılar, tabiat düşmanları da az değil demek istediğim. Yani kıyım, katliam evrensel. O halde bizim de evrensel mücadeleye katkı sunmamız gerek. Kaz Dağlarına, İzmir'e, Munzur Dağları'na, Hasankeyf'e ağıt yakarken, duyarlı davranıp buralardaki vahşete dikkat çekmek istiyoruz” dedi. Okay, herkesi doğa için yürütülen mücadeleye destek vermek amacıyla sergiye davet etti. Katılımcılara teşekkür edilirken Hatay Tabipler Odası'na katkılarından dolayı yeniden teşekkür edildi . 
